16 Nisan da yapılacak olan referandumda ‘hayır’ oyu çıkması durumunda erken seçim kapımızda…
Bunu ben değil, MHP lideri Devlet Bahçeli açıkladı…
Nisan ayı bu yüzden Türkiye’nin geleceğine ışık tutacak bir ay olarak tarihe geçecek…
‘Hayır’ oyu çıkması durumunda MHP gibi AK Parti’nin de erken seçim isteyeceğini düşünenlerdenim…
Her ne kadar şu an ki atmosferde AK Parti erken seçim söylentilerine sıcak bakmasa bile olası bir yenilgi AK Parti’yi ister istemez erken seçime götürecek.
Böylesine bir durum da Türkiye, belki de tarihinde ilk kez farklı bir sonuçla karşı karşıya kalabilir.
Nedir bu durum;
MHP ve HDP’nin 2015 seçimlerinde aldıkları oy oranlarını alamayıp baraj altı kalmaları durumunda AK Parti’nin anayasayı değiştirecek 367 bandını geçecek olması.
Şu ana kadar AK Parti’nin son 15 yılda başaramadığı tek sonuçta bu gözüküyor.
Her seçimde tek başına iktidar olan AK Parti 367 bandını geçebilir mi?
Referandum sonuçları, o günlerde yaşanacak olaylar ve erken seçim tarihinin alınması bu durumu AK Parti’ye başarı olarak yaşatabilir.
Şu an için bu konuları konuşmak için erken olsa bile AK Parti yönetiminin her türlü olasık ihtimallerini yaptığı gerçeğini de görmemezlikten gelemeyiz.
Her ne kadar şu an için ‘Evet’ ve ‘Hayır’ oyları at başı gitse dahi AK Parti’nin sona doğru halkın üzerinde yaptığı algı çalışmalarının daha başarılı olduğunu söylemekte sanırım yanlış olmaz…
AK Parti siyaset kurumuna geç giren bir parti olsa dahi şu anda yönetim kadroları ve teşkilatçılık bakımından tabanı en sağlam olan siyasi parti konumunda.
Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de kendine güvenen AK Parti işi sağlam tutarak referandumu kayıpsız geçip yoluna devam etmek isteyecektir.
Bana göre ülkemiz de fiilen bir başkanlık sistemi var…
Cumhurbaşkanlığı sisteminin halk tarafından ‘Evet’ oylarıyla AK Parti’ye verilip sayın Cumhurbaşkanının resmen başkanlık koltuğuna oturması ülke için bir handikap oluşturmaz…
Bugün bakıldığında AK Parti’nin genel söylemleri içinde ağırlıklı olarak şu söyleniyor;
‘Bu anayasa sistemi bir rejim değişikliği değildir.’
Bu ülke de rejime yönelik değişimleri hangi parti yaparsa yapsın halk nezlinde kabul görmez…
Türkiye’nin alışılagelmiş bir seçim sistemi olsa dahi, bu yapının yeni seçimle birlikte çok fazla değişim göstereceğini zannetmiyorum.
Belki de ülkemiz açısından daha hayırlı olacak.
MHP bu fitili ateşleyen ve AK Parti’ye destek veren referandumun bana göre kilit partisi…
Ülkücü camia her ne kadar kendi içinde ciddi sorunlar yaşasa da bu tartışmaların seçimlere çok fazla etki etmeyeceğini düşünüyorum.
AK Parti-MHP birlikteliği referandumdan ‘Evet’le çıkar kanaati bende hakim.
Her ne kadar çok değişken bir seçmen profiline sahip olan ülkemiz zaman zaman farklı tepkileri sandığa yaşatsa bile (7 haziran seçimlerinde olduğu gibi) referandumun evet oylarına daha yakın olduğunu bugünden söylemek mümkün…
Hayır çıkması durumunda yazımın başlığında anlattığım gibi çok farklı senaryoların gündeme gelmesi de kaçınılmaz olacaktır.
Her zaman olduğu gibi halk ne derse o olur. Son sözü seçmen söyler.
Mevlam neylerse güzel eyler deyip, vatandaşlık görevimizi yaparak oyumuzu kullanalım ve ülkemizin kaderinde hep birlikte söz sahibi olalım.
Bir daha ki yazılarda buluşmak dileğiyle esen kalın…
ÇAGATAY DURMUŞ