Osmanlı Devleti'nin ilk madeni parası 1326'da Orhangazi tarafından Bursa'da basılmak üzere onaylandı. Sikke Katar'ın başkenti Doha'daki İslam Eserleri Müzesi'nde sergileniyor İlk olarak Osmanlılar tarafından basıldığı söylenmektedir. Osmangazi döneminde Osmanlı'nın ilk başkenti olan Yenişehir'de basıldığı ve "Darphane-i Yenişehir" ibaresinin bulunduğu sikkenin de söylenmektedir.
Bursa'nın Yenişehir ilçesinde yaşayan tarihçi Mesut Biçer, ilk Osmanlı parasının Yenişehir'de basıldığını ve Yenişehir'in Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk başkenti olduğunu iddia etti.
Mesut Biçer , “Osmanlı'nın kuruluş döneminde tarih yazıcılığı 200 sene sonra başladığı için, tarihçiler Osmanlı'nın o dönemini kara delik olarak ifade ediyor. Osmanlı'nın kuruluş dönemi ile ilgili tarihler incelendiği zaman birçok konunun ortada kaldığı ya da tam olarak aydınlatılamadığı görülmektedir. Bugüne kadar Osmanlı'nın ilk parasının 1326 yılında Orhangazi tarafından Bursa'da basıldığını biliyorduk, ta ki geçtiğimiz günlerde tarihçi Hakan Yılmaz bir araştırmasında Katar Doha'da bulunan İslam Eserleri Müzesi'nde Osmangazi'ye ait 'Darphane-i Yenişehir' yazılı, yani Yenişehir'deki bir darphanede basılan parayı ortaya atana kadar. Bu para şu anda Katar Doha'daki İslam Eserleri Müzesi'nde sergileniyor. Osmanlı'nın kuruluş dönemini bize farklı bir şekilde aydınlatıyor. Bu paranın bulunması aynı zamanda Yenişehir'in başkentliğini, Yenişehir'de bir saray olduğunu, saraya bağlı resmi kurumların olduğunu ve darphanenin olduğunu bize açık bir şekilde belirtmektedir” şeklinde konuştu.
“OSMANLININ KURULUŞ DÖNEMİNİ AYDINLATIYOR”
Daha önce bulunan birçok madeni paranın Osmangazi dönemine ait olduğunu ancak dikkat çekmediğini kaydeden Biçer, diğer madeni paralara benzediği için bu madeni paranın Katar'da öne çıkarılması gerektiğini söyledi. Biçer, “1980'li yıllarda İstanbul'da Osmangazi'ye ait olduğu iddia edilen bir para bulunmuştu. Ama bu para tek olması, bir aslının daha olmaması ve Avrupalı bir nümismatik tarafından sahte olarak tabir edilmesinin arkasından malesef tarih çevrelerinden yeterli ilgiyi görmemişti. Yine 1990'lı yıllarda Osmangazi'ye ait bir para piyasaya sürüldü. Bu paranın gerçeği bir koleksiyoncudaydı. Koleksiyoncu parayı ortaya çıkartmadı. Sadece çizim ve fotoğraflarla incelendi ve bu para da yeterli ilgiyi görmedi. Fakat Doha’da bulunan bu para hem diğer sikkelerle benzerliği hem de tarihi açıdan bazı şeyleri ortaya atmasından dolayı şu anda Osmanlı tarihinde özellikle Osmanlı Kuruluş Dönemi'ni aydınlatıyor” dedi.
İSTANBUL’DAKİ BİR KUYUMCUNUN KOLEKSİYONUNDAYMIŞ
Sikkenin İstanbul’dan Katar’a yolculuğuna değinen Biçer, “İstanbul'da aslen kuyumculuk işi ile uğraşan Şerafettin Erel'in koleksiyonunda bulunmaktaydı. Bu sikke Şerafettin Erel'in elinde bulunan Selçuklu, Osmanlı dönemlerine ait 400 tane sikke ile birlikte 90'lı yılların başında İsviçreli bir koleksiyoncuya satılır ve bu koleksiyoncu uzun yıllar boyunca bunu dolaplarında saklayıp herhangi bir tarihi ve bilimsel bir araştırmaya sokmaksızın, daha sonra Katar'lı bir şeyhe satar. Katarlı şeyh bu sikkeyi Doha'da bulunan İslam Eserleri Müzesi'ne verdikten sonra sikke üzerinde bilimsel bir çalışma yapılır. Bu çalışmaların ardından sikkenin Osmangazi'ye ait olduğu ve bugün Osmanlı dönemine ait olduğu bilinen en eski sikkelerden biri olduğu ortaya çıkar” ifadelerine yer verdi.