
Bu dikkat çekici çalışma, aynı zamanda AKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü'nde görev yapan Dr. Öğr. Üyesi ve İklim Bilimci Okan Bozyurt ile birlikte 1979 yılında başlamış ve 2012'de Doç. Dr. Muhammet Bahadır tarafından devralınarak 11 yıl boyunca leyleklerin göç tarihlerini izlemeyi sürdürmüştür. Bahadır, leyleklerin genellikle Türkiye'den Afrika'ya olan göçlerinin 26 Ağustos ile 3 Eylül arasında gerçekleştiğini açıkladı. Ancak ilginç bir şekilde, bazı yıllarda leyleklerin bu tarihten 10 ila 12 gün daha erken göç ettiklerine dikkat çekti. Özellikle 1979-2012 yıllarını kapsayan çalışmada, Bahadır ve ekibi, 1984, 2005, 2010 ve 2011 yıllarını referans alarak bu dönemleri titizlikle analiz etti. Sonuçlar, leyleklerin normal dönüş tarihlerinin 26 Ağustos'tan önce, yaklaşık olarak 12-13 Ağustos'ta olduğunu gösterdi. Ancak en çarpıcı sonuç, bu tarihlerin sonrasındaki kış aylarının aşırı derecede sert, karla kaplı ve dondurucu soğuklarla karakterize olduğu gerçeğiydi. Bahadır, bu sonuçları özellikle 2005, 2011 ve özellikle 1985 kışlarında doğruladıklarını belirtti. Bu yıllar, Türkiye'nin yaşadığı en sert ve en yoğun kar yağışlı kışlar olarak kayıtlara geçti. Bu önemli gözlemler, gelecek kış aylarında alınacak tedbirler konusunda kamuoyunu bilgilendirmek ve hazırlıklı olmak için bir uyarı olarak dikkate alınmalıdır. Leyleklerin göçleri, doğanın bize sunduğu hassas bir gösterge olarak karşımıza çıkıyor ve bu bilgi, gelecekteki kış aylarına yönelik önemli bir ipucu sunuyor. Kış mevsimi hakkında güncel bilgilendirme ve detaylar için takipte kalın.

Doç. Dr. Muhammet Bahadır, özellikle 2021 yazında leyleklerin olağandışı erken bir şekilde Afrika'ya geri döndüklerini gözlemlediklerini aktararak, bu gözlemlerin ardından devam eden kış mevsiminin olağanüstü sert geçtiğine dikkat çekiyor. Özellikle Samsun'da yaşanan yoğun kar yağışlarına işaret ederek, leylek göçleri ile kışın sertliği arasında bir ilişki kuruyor. Bahadır'ın verdiği bilgilere göre, bu yıl da leylekler erken bir şekilde göç etti ve bu durum, bilimsel analizlerle desteklenerek yüzde 90'ın üzerinde bir doğruluk oranına ulaştı. Bu yüksek doğruluk oranı, leyleklerin göç zamanlarının iklim değişiklikleri ile ilişkili olduğunu güçlü bir şekilde gösteriyor. Ancak Bahadır, bu öngörülerin kesin sonuçlar doğuracağının garantisi olmadığını belirtiyor, ancak bu yılın kış mevsiminin oldukça sert geçme ihtimalinin yüksek olduğunu öngörüyor. Ayrıca, Anadolu'da insanların iklimsel değişikliklere dair yüzyıllardır gözlem yaptığını ve bu gözlemleri takvimlerine işlediğini vurgulayan Bahadır, halkın "kocakarı soğukları" gibi deyimlerle iklimsel değişiklikleri yorumlayarak yaşamını sürdürdüğünü belirtiyor. Bahadır, iklimin her şeyi etkileyebileceğini ve insan yaşamını doğrudan veya dolaylı olarak etkilediğini, bu nedenle iklim değişikliği ile ilgili yapılan çalışmaların son derece önemli olduğunu vurguluyor. Son olarak, Bahadır, gözlem ve bilimsel disiplinler arası işbirliğinin, daha kapsamlı ve etkili projelere olanak tanıyabileceğine inandığını dile getiriyor. Bu sayede hem doğal dünyayı hem de insan yaşamını koruma konusunda daha etkili önlemler alınabileceğini vurguluyor.