Yüksek sıcaklıklar denizi vurdu: Denizler fokur fokur kaynıyor

Türkiye'nin denizlerinde Ege ve Akdeniz bölgelerinde gözlemlenen olağanüstü deniz suyu sıcaklığı artışları, endişe verici bir tabloyu beraberinde getiriyor. Denizler adeta kaynamaya başladı ve eğer bu trend devam ederse 2030 yılına kadar ciddi sonuçlar doğurabilir. İşte detaylar...

EGE VE AKDENİZ BÖLGESİNDE OLAĞANÜSTÜ DENİZ SUYU SICAKLIĞI ENDİŞE VERİYOR

Özellikle Akdeniz'deki deniz suyu sıcaklığının yükselmesi, kaçamayan canlılar arasında sünger ve mercan gibi türlerin küçülmesine ve hatta yok olmasına sebep olmaktadır. 2018 yılında dünyanın en büyük midyesi olarak bilinen ve bir metreyi aşan Pina midyesinin nesli, sıcaklık artışının etkisiyle büyük bir tehdit altındadır. Deniz suyu sıcaklığındaki yıllık artış, Akdeniz'deki balık türlerinin yüzde 30'unun Kızıldeniz kökenli istilacı türlerden oluşmasına yol açabilecek bir seviyede bulunmaktadır. İşte diğer ayrıntılar...

Akdeniz Koruma Derneği Başkanı Zafer Kızılkaya, su sıcaklıklarındaki artışın deniz ekosistemini ciddi bir şekilde tehdit ettiğini ve birçok deniz canlısının bu değişiklikler nedeniyle stres yaşayarak kaybolduğunu belirtmektedir. Deniz ekosistemine zarar veren bu durum, sadece belirli türleri değil, genel olarak deniz yaşamını etkileyerek deniz biyolojik çeşitliliğini tehlikeye atabilmektedir.

Deniz suyu sıcaklığındaki bu görülmemiş artışlar, sadece biyolojik çeşitliliği değil, aynı zamanda balıkçılık sektörünü de ciddi şekilde etkileyebilir. Sıcaklık değişiklikleri nedeniyle gelen yabancı türler, yerli türlerle rekabet ederek ekosistem dengesini bozabilir ve bu da balıkçılık faaliyetlerini olumsuz yönde etkileyebilir.

 Türkiye'nin deniz sularındaki bu kritik durum, sadece deniz canlılarının değil, aynı zamanda insanların geçim kaynaklarından biri olan balıkçılık sektörünün de geleceğini ciddi şekilde tehdit edebilir.

2030 yılına kadar devam ederse, iklim değişikliği nedeniyle Akdeniz'deki deniz suyu sıcaklığının artmasıyla birlikte tropikal hastalıkların artma riski ortaya çıkıyor. Bu uyarıyı yapan Akdeniz Koruma Derneği Başkanı Zafer Kızılkaya, özellikle 2018'de bir türün neslinin tamamen yok olmasına dikkat çekiyor. Bu durumun sadece balıkları değil, aynı zamanda yumuşakçaları da etkilediğini ve önümüzdeki 10 yıl içinde yeni hastalıkların ortaya çıkabileceğini vurguluyor.

Kızılkaya, iklim değişikliğinin denizlerde ciddi etkiler yarattığını belirterek, balıkçılığa kapalı korunan alanların sayısının artırılması gerektiğini ifade ediyor. Bu korunan alanların deniz ekosistemini koruma açısından önemli bir rol oynadığını belirten Kızılkaya, Gökova Körfezi'nde uygulanan balıkçılığa kapalı korunan alanlarda Kızıldeniz kökenli istilacı balıkların oranının yüzde 15 daha az olduğuna dikkat çekiyor.

Deniz suyu sıcaklığındaki artışın sadece canlı türlerini değil, aynı zamanda insan sağlığını da etkileyebilecek potansiyel hastalık risklerini beraberinde getirdiğini ifade eden Kızılkaya, bu duruma karşı etkili önlemler alınması gerektiğini vurguluyor. İklim değişikliğine bağlı olarak ortaya çıkabilecek tropikal hastalıkların yayılmasını engellemek adına bilinçli bir deniz ekosistemi yönetimi ve koruma stratejilerinin geliştirilmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtiyor.

Deniz suyu sıcaklığındaki artışın beraberinde getirdiği olumsuz etkilerle başa çıkabilmek için sürdürülebilir balıkçılık yöntemlerinin teşvik edilmesi ve korunan deniz alanlarının artırılması gibi önlemlerin alınması gerektiği konusunda bir uyarıda bulunuyor.